Paracelsus (1493–1541)

Paracelsus, spermlerin içerisinde ufak insanların yaşadığını düşünen bir botanikçiydi. Bu fikir kulağa saçma gelse de, Paracelsus’un zamanında o kadar garip değildi. 16. yüzyıldan bir bilim adamı olarak Paracelsus, organizmaların kendilerinin küçük versiyonlarından büyüdüğüne inanan preformasyon teorisini geliştirdi. Paracelsus, spermden nasıl erkek insan yaratılacağına dair bir tarif yazdı fakat kendisi bile bunu başaramadı.
Josef Mengele (1911–1979)

Josef Mengele bir doktordu ve Nazi dönemindeki yaptığı acımasız şeyler ona “Auschwitz’in Ölüm Meleği” gibi rezil bir lakap kazandırdı. Mengele, İkinci Dünya Savaşı sırasında Auschwitz kamplarına bir bilim insanı olarak atandı ve insanlar üzerinde acımasızca deneyler yaptı. Deneylerinin insanlık dışı gerçeği ise canlı kobayları mahkumlardan seçmesidir. Kendisi, yüzbinlerce kişinin acımasızca katledilmesinden sorumludur. Josef Mengele hakettiği şekilde, yüzerken felç geçirdi ve boğularak öldü.
William Buckland (1784–1856)

William Buckland, Megalosaurus’u tanımlayan ilk bilim insanı olarak bilinir. Aynı zamanda, her şeyi yiyebilen adam olarak da ün kazanmıştır. Bilim arayışının yanı sıra Buckland, köpek, panter, kangurudan deniz sümüklüböceklerine kadar her şeyi yiyebilen bir damak tadına sahipti. Kendi kayıtlarına göre, tattığı en kötü şeyler köstebek ve yaban sineğiydi.
Sidney Gottlieb (1918–1999)

Sidney Gottlieb, her bakımdan çılgın bir bilim adamıdır ve CIA’nın zihin kontrolü arayışından sorumludur. Kendisi, 1950’lerde ve 60’larda, bir zihin kontrol programı olan MKUltra‘nın arkasındaki beyindi. Gottlieb, yakın tarihin en karanlık deneylerinden bazılarına katıldı. Ayrıca, Sidney Gottlieb’in en ünlü deneylerinden bazıları uyuşturucu kullanımını içeriyordu.
Carney Landis (1897–1962)
Carney Landis, Minnesota Üniversitesi’nde insan duygularını incelemeye karar veren bir psikoloji mezunudur. Landis’i çılgın bir bilim adamı yapan ve birçok kişinin ona etik olmayan bir psikolog demesine neden olan şey, deneyini nasıl yürüttüğüydü. Bazı aktiviteler arasında amonyak koklamak ve kurbağalarla ve elektrikli tellerle dolu kovalara ellerini sokmak yer alıyordu. Bu örnekler garip olsa da, yine de tolere edilebilirler. Herkesi çileden çıkaran hareket, canlı bir farenin kesilmesiydi. Katılımcılar bunu reddedince, Landis kendisi yapmıştır. Neredeyse tüm katılımcılar, sonuçları ikna edici olmayan bu deneylerden sonra travma ve kafa karışıklığı yaşamıştır.
Johann Konrad Dippel (1673–1734)

Johann Conrad Dippel, konu simya olduğunda, sıradan bir bilim insanıydı. Dippel, efsanelere konu olan bir kale olan Frankenstein Kalesi‘nin kötü şöhretli bir sakiniydi. Frankenstein Kalesi’nin simyacısı olan Johann Konrad Dippel, epilepsiden soğuk algınlığına kadar tüm rahatsızlıklar için tek bir tedavi bulduğunu iddia etti fakat, iksirlerinin gerçekliği hiçbir zaman doğrulanmadı. Ayrıca, kendisi ruh nakline takıntılı bir bilim insanıydı. Dippel’ın aklına yağ, hortum ve huni kullanarak ruhun bir cesetten diğerine nakledilebileceği fikri geldi. Dippel’ın bu arayışları Frankenstein’ın canavarı hikayelerine ilham verdi.
Jose Delgado (1915–2011)
Jose Manuel Delgado, yakın tarihin bilim insanlarından biridir. Delgado’dan önceki birçok kişi elektriğin beyni manipüle edebileceği fikrini öne atmıştı fakat, Delgado, hayvanları ve insanları elektrotlarla başarılı bir şekilde kontrol ederek bu fikri bir sonraki aşamaya taşıdı. Delgado, bilim kurgu ürünü gibi görünen bir şekilde, bir beyin çipi kullanarak zihni elektriksel olarak manipüle eden teknolojileri başarıyla geliştirdi. Delgado, geliştirdiği bu teknoloji ile maymunları uzaktan kumanda ile kontrol etti. Daha sonra, bu çılgın bilim insanı teknolojisini mükemmelleştirdi ve onu bir boğa üzerinde kullandı. Boğayı kendisine saldırmadan hemen önce durdurabildiği için bu deneyi inanılmazdı!
Robert Knox (1791–1862)

Robert Knox, karşılaştırmalı anatominin gerçek bir öncüsüydü ve aynı zamanda öğretim görevlisi olarak da görev yapıyordu. Ne yazık ki, tüm çılgın bilim adamları gibi, Knox da itibarını yok eden bazı saçmalıklara daldı. Deneyleri için kendisine kadavra getirmeleri için iki kişiyle anlaştı. Bu iki kişi polisler tarafından yakalandığında gerçekler ortaya çıktı, Knox ve iki ortağı, 16 kişilik bir cinayet serisinden suçlu bulundular.
İlya İvanovich İvanov (1870–1932)

İlya İvanovich İvanov bir Rus uzman olarak, türler arası hibridizasyon ve suni tohumlama konusunda en garip ve en ürkütücü melezleri yarattı. Kendisinin ana hedefi maymun ve insan ırklarını karıştırıp melez bir ırk yaratmaktı. Rusya dünya çapında hakimiyet kurmaya çalıştığında, devlet, Ivanov’un deneylerini süper güçlü, kıllı savaşçılar olarak gördü. Maddi ve siyasi destek alan Ivanov, insan ve maymun karışımı bir melez yaratmayı imkansız buldu.
Maymun-insan projesinin başarısızlığına rağmen, Ivanov diğer girişimlerde başarılı oldu. Bir zeedonk (zebra-eşek melezi), bir zubron (bizon-inek melezi), bir antilop-inek yarattı. Bu tuhaf melezler, onu bilim çevresinde bir efsane haline getirdi, ancak maymun-insan denemelerinden kaynaklanan olumsuz reklamın üstesinden asla gelemedi.